Kırmızı et zararlı mı? sorusu sıklıkla soruluyor. Bilimsel kaynaklar bu konuda neler söylüyor? Sizler için değerlendirdik. Minnesota Üniversitesi’nde Bahçecilik Profesörü ve The Truth About Organic Gardening’in yazarı Jeff Gillman;
“Modern gıda üretimi çok çeşitli sentetik kimyasalları içeriyor ve bu kimyasalların çoğu, uzun bir süre boyunca yüksek veya düşük konsantrasyonlara maruz kaldıklarında insanlara ciddi zarar verme potansiyeline sahiptir.” diyor.
Peki bu sentetik kimyasallar neden kullanılıyor? Özellikle sık sık tükettiğimiz kırmızı etlerin içerisinde neden hormonlar barındırılıyor? Kırmızı et zararlı mı?
Aslında çiftlik hayvanlarına hormon enjekte etmek, onların daha hızlı kilo almalarını sağlar. Çünkü daha fazla ağırlık, daha fazla et anlamına gelir ki bu da; üretici için daha fazla kâr anlamına gelir. Bunun yanında hormonlar ayrıca süt ineklerinin süt üretimini de artırır.
Kısacası, hayvanlara uygulanan hormonlar, hayvanın hem etinden hem de sütünden yararlanmayı sağlamak içindir.
Hormonlar et ve süt endüstrisinde uzun yıllardır kullanılmaktadır. Sentetik östrojen ve testosteron en yaygın olanlarıdır.
Bunun yanında;
- Prolaktin
- Progesteron
- Kortikoidler
- Androjenler
- IGF-1 gibi kimyasallar da hayvanlara enjekte edilmektedir.
Örneğin Yüksek IGF-1 seviyeleri, özellikle kolon, pankreas, endometriyum, meme ve prostat kanseri riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir.
Yüksek düzeyde IGF’nin kaynağı ne olursa olsun bu kanserlerin hızlı yayılma riskini artırabileceğine dikkat etmek gerekir.
Bunun yanında;
- Antibiyotik kullanımı ile yine hayvanlarda kilo alımı sağlanması amaçlanır. Ve bu durum risklidir.
- New England Journal of Medicine’de2001 yılında yapılan bir araştırma, süpermarket kıyma etindeki Salmonella bakterilerinin % 84’ünün bazı antibiyotiklere dirençli olduğunu göstermiştir.
- FDA, tavuklarda antibiyotik kullanımının; 1999 yılında 11.000 kişinin antibiyotiğe dirençli bakterilerden bulaşan bağırsak hastalıklarına yakalanmasına neden olduğunu tahmin etmektedir.
Bahsettiğimiz araştırmalar gibi literatürde çok fazla araştırma olmasına karşın bilmemiz gereken önemli bir şey var:
Hayvanlar, artık eskisi gibi doğal yetişmiyor ve büyümüyor. Onlardan tükettiğimiz etler ve sütler artık eskisi kadar sağlıklı değil. Bu yüzden et konusunda artık daha dikkatli olmalı ve tükettiğimiz miktarlara, kaynaklara özen göstermeliyiz.
KAYNAK VE İLERİ OKUMALAR:
- cfs.gov.hk/…/multimedia_pub_fsf_50_01.html
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4524299/
- cornell.edu/bitstream/handle/1813/14514/fs37.hormones.pdf
- mj.unc.edu/2015/10/do-hormones-in-meat-affect-human-health/
- https://nutritionfacts.org/2016/09/13/estrogen-animal-products/
- Cornell University: “Consumer Concerns About Hormones in Food.”
- CDC: “DES Update.”
- Organic Consumers Association: “Beef Hormones Linked to Premature Onset of Puberty & Breast Cancer,” “What Types of Produce Have the Highest and Lowest Levels of Pesticide Residue.”
- Environmental Working Group: “US: High Pesticide Level Marks ‘Dirty Dozen’ Fruits, Vegetables.”
- Andersson AM, European Journal of Endocrinology,1999; vol. 140: pp. 477-485.
- EPA: “Setting Tolerances for Pesticide Residues in Foods.”
- PBS Frontline: “Is Your Meat Safe? Antibiotic Debate Overview.”
- Villalobos F. The FASEB Journal. 2008; vol. 22: lb778.
- Jeff Gillman, PhD, associate professor of horticulture at the University of Minnesota; author of The Truth About Organic Gardening.
- Craig Minowa, environmental scientist, Organic Consumers Association.